Paylaş

Talep Üzerine Lewis Bazı Oluşum Stratejisi, Perovskit Güneş Pillerinin Verimliliğini ve Kararlılığını Artırıyor

- Ihtiyar Kılıçoğlu · Mayıs 5, 2025

Perovskit güneş pilleri, düşük maliyetleri ve yüksek verimlilik potansiyelleri nedeniyle yenilenebilir enerji alanında büyük bir umut vaat ediyor. Ancak, bu teknolojinin ticari yaygınlaşması, çevresel faktörlere karşı kararlılık eksikliği ve üretim süreçlerindeki zorluklar nedeniyle engelleniyor. Nature Nanotechnology dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, bu sorunları ele alan yenilikçi bir strateji sunuyor: talep üzerine Lewis bazı oluşumu. Bu yaklaşım, perovskit güneş pillerinin hem verimliliğini hem de uzun vadeli kararlılığını önemli ölçüde artırıyor.

Perovskit Güneş Pilleri ve Karşılaştıkları Zorluklar

Perovskit güneş pilleri, ışık emilimi ve yük taşıma özellikleriyle dikkat çeker, ancak nem, ısı ve ultraviyole ışığa maruz kaldıklarında bozulma eğilimi gösterirler. Bu bozulma, genellikle perovskit kristallerindeki yüzey kusurlarından kaynaklanır; bu kusurlar, yük taşıyıcılarının rekombinasyonuna yol açarak enerji verimliliğini düşürür. Ayrıca, mevcut kusur pasivasyon yöntemleri, kristal büyümesi sırasında ek kimyasal maddeler gerektiriyor, bu da üretim süreçlerini karmaşıklaştırıyor ve kristal kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.

Talep Üzerine Lewis Bazı Oluşumu

Çin’deki Hefei Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Xingui Zhao liderliğindeki araştırma ekibi, bu sorunları çözmek için “talep üzerine Lewis bazı oluşumu” adı verilen yeni bir strateji geliştirdi. Bu yöntem, perovskit kristallerindeki kusurları, kristal büyümesi sırasında ek kimyasal maddeler kullanmadan etkili bir şekilde pasivize ediyor.

Lewis bazı, kimyasal bağ oluşumunda elektron çifti bağışlayan bir moleküldür ve perovskit yüzeyindeki kusurları nötralize etmek için kullanılır. Geleneksel yöntemlerde, Lewis bazları harici olarak eklenir, bu da kristal yapısında bozulmalara yol açabilir. Yeni strateji ise, perovskitin kimyasal olarak özdeş bir polimorfunu (6H polimorfu) kullanarak, yalnızca gerektiğinde Lewis bazı oluşturuyor. Bu polimorf, kristalin köşe paylaşımı yapan bileşenlerini içerir ve kusur oluşumunu etkili bir şekilde bastırır.

Prof. Zhao, “Harici reaktifler getirmek, kristal büyümesi sırasında perovskitin kristal kalitesini doğrudan etkileyebilir, bu yüzden çalışmamız bu tür dengeleyicilere dayanmıyor. Bunun yerine, kimyasal olarak özdeş bir perovskit polimorfu kullanıyoruz,” diye açıklıyor.

Bulgular ve Performans İyileştirmeleri

Araştırma ekibi, bu stratejiyi uygulayarak, perovskit güneş pillerinin güç dönüşüm verimliliğini %25’in üzerine çıkardı; bu, mevcut ticari silikon güneş pilleriyle rekabet edebilecek bir seviye. Ayrıca, cihazlar, 1000 saatlik sürekli çalışma boyunca kararlılıklarını korudu ve nem ve ısı gibi çevresel stres faktörlerine karşı önemli bir direnç gösterdi.

Talep üzerine Lewis bazı oluşumu, yalnızca yüzey kusurlarını pasivize etmekle kalmıyor, aynı zamanda perovskit filmlerinin kristal yapısını da geliştiriyor. Bu, daha düzgün ve yüksek kaliteli kristallerle sonuçlanarak yük taşıma verimliliğini artırıyor. Çalışma, bu yöntemin, perovskit güneş pillerinin hem laboratuvar ölçeğinde hem de potansiyel ticari üretimde uygulanabilir olduğunu gösteriyor.

Daha Geniş Etkiler

Bu strateji, perovskit güneş pilleri için bir dönüm noktası olabilir ve yenilenebilir enerji sektöründe daha geniş etkiler yaratabilir. Perovskit teknolojisinin maliyet avantajları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde temiz enerjiye erişimi artırabilir. Ayrıca, bu yöntem, perovskit tabanlı diğer teknolojilere, örneğin LED’ler ve dedektörler gibi optoelektronik cihazlara da uygulanabilir.

Çalışma, aynı zamanda sürdürülebilir enerji çözümlerine yönelik artan küresel talebi karşılama potansiyeline sahip. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, güneş enerjisi, 2030 yılına kadar küresel elektrik üretiminin en büyük kaynağı haline gelebilir. Perovskit güneş pillerinin verimliliği ve kararlılığındaki bu tür ilerlemeler, bu hedefe ulaşmada kritik bir rol oynayabilir.

Gelecekteki Yönelimler

Araştırma ekibi, bu stratejiyi daha da optimize etmeyi ve büyük ölçekli üretim süreçlerine entegre etmeyi planlıyor. Ayrıca, farklı perovskit bileşimlerine ve çevre koşullarına uyarlanabilirliğini test etmek için ek çalışmalar yapılması gerekiyor. Prof. Zhao, “Bu sadece bir başlangıç. Amacımız, bu teknolojiyi ticari olarak uygulanabilir hale getirmek ve küresel enerji dönüşümüne katkıda bulunmak,” dedi.

Sonuç

Talep üzerine Lewis bazı oluşum stratejisi, perovskit güneş pillerinin verimliliğini ve kararlılığını artırarak, bu teknolojinin ticari potansiyelini güçlendiriyor. Yenilikçi yaklaşımı, kristal kusurlarını etkili bir şekilde ele alıyor ve üretim süreçlerini basitleştiriyor. Bu çalışma, sürdürülebilir enerji çözümleri için önemli bir adım olarak görülüyor ve yenilenebilir enerji alanında daha fazla inovasyonu teşvik edebilir.

Kaynak: Nature Nanotechnology (2025). DOI: 10.1038/s41565-025-01674-2

İlgili