Kara delikler, evrenin en gizemli ve büyüleyici nesneleridir, ancak merkezlerindeki tekillikler—uzay ve zamanın bilinen fizik yasalarının çöktüğü noktalar—uzun süredir bilim insanlarını rahatsız eden bir sorun olmuştur. Physics Letters B dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, kuantum etkilerinin bu tekillikleri ortadan kaldırabileceğini ve kara deliklerin doğasını yeniden tanımlayabileceğini öne sürüyor. Bu alternatif model, genel görelilik ile kuantum mekaniğini birleştirme çabalarına yeni bir bakış açısı sunuyor ve evrenin temel doğası hakkında derin bilgiler sağlayabilir.
Kara Delikler ve Tekillik Sorunu
Kara delikler, genellikle bir yıldızın kendi kütleçekimi altında çökmesiyle oluşur ve bu süreç, tüm kütlenin sonsuz yoğunlukta bir noktada toplandığı bir tekillikle sonuçlanır. Genel görelilik, bu tekilliğin, olay ufkunun—hiçbir şeyin, hatta ışığın bile kaçamadığı sınır—içinde bulunduğunu öngörür. Ancak, bu model, kuantum mekaniği ile çelişir; kuantum mekaniği, bilgi kaybına izin vermez ve sonsuz yoğunluk gibi kavramlarla uyumsuzdur. Bu çelişki, bilgi kaybı paradoksu olarak bilinir ve teorik fizikte en büyük zorluklardan biri olmuştur.
Yeni çalışma, Sheffield Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi tarafından yürütüldü ve kuantum etkilerinin, tekillik yerine daha az aşırı bir yapı oluşturabileceğini öne sürüyor. Ekip, kuantum mekaniğinin, uzay-zamanın yüksek derecede bükülmüş olduğu bölgelerde, genel göreliliğin yerini alabilecek bir çerçeve sunduğunu savunuyor. Bu model, kara deliklerin bir tekillik yerine, kuantum dalgalanmalarının baskın olduğu bir bölge içerebileceğini öne sürüyor.
Baş araştırmacı Dr. Steffen Gielen, “Kuantum mekaniği, uzay ve zamanın geleneksel anlamda sona ermediği bir çerçeve sunuyor. Kara deliklerin merkezinde, kuantum etkileri, tekilliği bir tür geçiş bölgesine dönüştürebilir, belki de bir beyaz delik gibi yapılara yol açabilir,” dedi.
Beyaz Delikler ve Kuantum Geçişleri

Çalışma, kara deliklerin bir tür “geçiş noktası” olarak işlev görebileceğini ve tekilliğin, kuantum mekaniği yoluyla bir beyaz delik—maddenin ve ışığın dışarı fırlatıldığı teorik bir yapı—ile değiştirilebileceğini öne sürüyor. Beyaz delikler, kara deliklerin tersine çevrilmiş hali olarak düşünülür ve henüz gözlemlenmemiş olsalar da, teorik fizikte uzun süredir tartışılmaktadır. Bu model, kara deliklerin bir son değil, evrenin başka bir bölgesine veya tamamen farklı bir evrene açılan bir kapı olabileceğini ima ediyor.
Ekip, bu geçişin, kuantum mekaniğinin temel ilkelerinden biri olan bilgi korunumu ilkesini desteklediğini belirtiyor. Geleneksel kara delik modellerinde, Hawking ışıması—Stephen Hawking’in 1974’te önerdiği, kara deliklerin kuantum etkileri yoluyla parçacık yaydığı süreç—bilgi kaybı paradoksuna yol açar, çünkü bu ışıma, kara deliğin içerdiği bilgiyi tam olarak taşımaz. Yeni model, kuantum etkilerinin bilgiyi koruduğunu ve potansiyel olarak beyaz delik yoluyla başka bir bölgeye aktardığını öne sürüyor.
Kuantum Yerçekimi ve Her Şeyin Teorisi
Araştırmacılar, bu modelin, kuantum yerçekimi teorisi geliştirmek için önemli bir adım olduğunu vurguluyor. Kuantum yerçekimi, genel görelilik ile kuantum mekaniğini birleştirerek, evrenin tüm temel kuvvetlerini açıklayacak bir “her şeyin teorisi” oluşturmayı amaçlar. Şu anda, bu iki teori birbiriyle uyumsuzdur; genel görelilik, büyük ölçekli yapıları (örneğin, yıldızlar ve galaksiler) açıklarken, kuantum mekaniği, atomaltı dünyayı yönetir. Kara delikler, bu iki rejimin kesiştiği benzersiz ortamlar sunduğu için, kuantum yerçekimi teorilerini test etmek için ideal laboratuvarlardır.
Dr. Gielen, “Kara delikler, fizik yasalarının sınırlarını zorladığımız yerlerdir. Bu çalışma, kuantum yerçekiminin, tekillikleri ortadan kaldırarak ve bilgi kaybı paradoksunu çözerek, evrenin temel doğasını anlamamıza yardımcı olabileceğini gösteriyor,” dedi.
Modelin Test Edilmesi
Bu alternatif model, henüz gözlemsel olarak doğrulanmamış olsa da, test edilebilir öngörüler sunuyor. Örneğin, model, kara deliklerden yayılan Hawking ışımasının belirli kuantum imzaları taşıyabileceğini öne sürüyor. Bu imzalar, gelecekteki yüksek enerjili teleskoplar veya kuantum algılama teknolojileriyle tespit edilebilir. Ayrıca, model, kara deliklerin çevresindeki uzay-zaman yapısında küçük sapmalar öngörüyor; bu sapmalar, Olay Ufku Teleskobu (Event Horizon Telescope) gibi araçlarla gözlemlenebilir.
Çalışma, aynı zamanda, kuantum mekaniğinin, kara deliklerin oluşumunda ve evriminde nasıl bir rol oynadığını anlamak için yeni simülasyonlar öneriyor. Bu simülasyonlar, kuantum dalgalanmalarının, tekillik oluşumunu nasıl engellediğini ve bunun yerine daha kararlı yapılara nasıl yol açtığını gösterebilir.
Daha Geniş Etkiler
Bu model, sadece kara delik fiziğini değil, aynı zamanda evrenin erken dönemlerini anlamayı da etkileyebilir. Örneğin, Big Bang’den kısa bir süre sonra oluşmuş olabilecek ilkel kara delikler, bu kuantum etkilerinden etkilenmiş olabilir. Eğer bu model doğruysa, ilkel kara deliklerin kalıntıları, evrenin erken yapısını ve kuantum yerçekiminin doğasını anlamak için önemli ipuçları sağlayabilir.
Ayrıca, çalışma, kuantum mekaniğinin, uzay ve zamanın doğasını yeniden tanımlayabileceğini öne sürüyor. Geleneksel olarak, zaman doğrusal bir kavram olarak görülür, ancak bu model, kuantum etkilerinin, uzay-zamanın dinamik ve sürekli evrilen bir yapı olarak düşünülmesini gerektirebileceğini ima ediyor.
Gelecekteki Araştırmalar
Araştırmacılar, bu modelin daha fazla geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Gelecekteki çalışmalar, farklı kara delik türlerine (örneğin, dönen veya süper kütleli kara delikler) uygulanabilirliğini test etmeyi ve kuantum etkilerinin daha ayrıntılı simülasyonlarını yapmayı içerebilir. Ayrıca, modelin, kuantum yerçekimi teorileriyle, örneğin sicim teorisi veya döngü kuantum yerçekimi gibi yaklaşımlarla nasıl entegre edilebileceği araştırılacak.
Dr. Gielen, “Bu model, her şeyin teorisine giden yolda bir adım. Ancak, bu sadece bir başlangıç. Gözlemsel veriler ve daha gelişmiş teorik modellerle, kara deliklerin gerçek doğasını ortaya çıkarabiliriz,” dedi.
Sonuç
Sheffield Üniversitesi’nin bu çalışması, kuantum etkilerinin, kara deliklerdeki tekillikleri ortadan kaldırabileceğini ve bilgi kaybı paradoksunu çözebileceğini öne sürüyor. Alternatif model, kara deliklerin bir son değil, kuantum geçişleriyle bağlantılı yapılar olabileceğini ima ediyor. Bu, kuantum yerçekimi ve evrenin temel doğası hakkında yeni bir anlayış sunabilir. Bilim insanları, bu modelin test edilmesiyle, fizik yaslarının en aşırı koşullarda nasıl işlediğini daha iyi anlayabileceklerini umuyor.
Kaynak: Physics Letters B (2025). DOI: 10.1016/j.physletb.2025.139512