Paylaş

İthal Deniz Ürünlerinde Gizli Tehlike: Antimikrobiyal Direnç Genleri

- I, Kılıçoğlu · Haziran 23, 2025

Bir tabak karides veya tarak yerken, bu lezzetli deniz ürünlerinin sağlığınız için bir tehdit taşıyabileceğini hiç düşündünüz mü? Microbiology Spectrum’ta yayımlanan yeni bir çalışma, ithal deniz ürünlerinde antimikrobiyal direnç genlerinin (ARG’ler) tespit edildiğini ortaya koydu. Georgia Üniversitesi’nden mikrobiyolog Issmat Kassem ve ekibi, Atlanta’daki sekiz gıda pazarından alınan ithal karides ve taraklarda, kolistin direnç genleri taşıyan bakteriler buldu. Bu genler, son çare antibiyotiklere karşı direnç geliştiren süper bakterilerin yayılmasına katkı sağlayabilir. Gelin, bu endişe verici keşfin detaylarına ve bizim için ne anlama geldiğine birlikte bakalım!

Antimikrobiyal Direnç: Sessiz Pandemi

Antimikrobiyal direnç (AMR), bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesiyle ortaya çıkan küresel bir sağlık tehdidi. Phys.org’a göre, AMR, her yıl dünya genelinde yüz binlerce insanın ölümüne neden oluyor ve 2050’ye kadar en büyük ölüm sebeplerinden biri olabilir. Kolistin, ciddi enfeksiyonlarda kullanılan son çare bir antibiyotik; ancak bu çalışmada, kolistin direnç genlerinin (mcr genleri) ithal deniz ürünlerinde bulunduğu ilk kez rapor edildi. IBTimes India’dan aktarılan bilgiye göre, ABD’de tüketilen deniz ürünlerinin %90’ı ithal ediliyor ve mevcut tarama süreçleri bu direnç genlerini tespit edemiyor.

Kassem ve ekibi, bu genlerin bazılarının plazmidler üzerinde taşındığını buldu. Plazmidler, bakteriler arasında genetik materyal transferini sağlayan küçük DNA halkalarıdır ve direnç genlerinin hızla yayılmasına olanak tanır. X’te @BillMillerMD, bu keşfi “ithal deniz ürünlerinin gizli bir tehlike taşıdığının kanıtı” olarak nitelendirdi, bu da konunun ciddiyetini ortaya koyuyor.

Keşif Nasıl Yapıldı?

Araştırmacılar, Atlanta’daki gıda pazarlarından rastgele seçilen karides ve tarak örneklerini analiz etti. Microbiology Spectrum makalesindeki bir görsel, bu örneklerden izole edilen bakterilerin laboratuvar ortamında nasıl test edildiğini gösteriyor. Ekip, kolistin direnç genlerini taşıyan bakterileri tespit etmek için genetik sekanslama teknikleri kullandı. Bulgular, bu genlerin özellikle Asya’dan ithal edilen deniz ürünlerinde yaygın olduğunu gösterdi. Kassem, “İthal deniz ürünleri kontaminantlar için taranıyor, ancak bu süreçler AMR genlerini yakalayamıyor” diyor.

Bu genlerin plazmidler aracılığıyla yayılması, sorunu daha da karmaşık hale getiriyor. Phys.org’ta 2021’de yayımlanan bir makale, uluslararası seyahat edenlerin bağırsaklarında direnç genlerinin taşındığını göstermişti; bu, AMR’nin küresel hareketliliğini vurguluyor. Deniz ürünleri gibi ithal gıdalar, bu genlerin farklı ülkelere ve ekosistemlere yayılmasında bir köprü görevi görebilir.

Neden Önemli?

Bu keşif, gıda güvenliği ve halk sağlığı için ciddi bir uyarı. Kolistin direnç genleri, hastanelerdeki ölümcül enfeksiyonları tedavi etmeyi zorlaştırabilir. ScienceDirect’te yayımlanan bir çalışma, AMR’nin 2019’da yaklaşık 5 milyon ölüme neden olduğunu ve bu sayının 2050’ye kadar artabileceğini öngörüyor. İthal deniz ürünleri, bu genlerin gıda zinciri aracılığıyla insanlara ulaşma riskini artırıyor. Örneğin, bu bakteriler, gıdadan bağırsaklara geçerek direnç genlerini diğer bakterilere aktarabilir.

Ayrıca, mevcut tarama süreçlerinin yetersizliği, küresel gıda ticaretinde daha sıkı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu gösteriyor. X’te @kgusler, “Deniz ürünlerimizdeki bu görünmez tehdit, gıda güvenliği politikalarını yeniden düşünmemizi gerektiriyor” diyerek bu konuya dikkat çekti.

Ne Yapılabilir?

Bu tehditle mücadele için birkaç yol var. İlk olarak, ithal gıdaların AMR genleri için daha kapsamlı taranması gerekiyor. Technology Networks’te belirtildiği gibi, atık su tabanlı epidemiyoloji (WBE), AMR’nin erken tespitinde umut verici bir yöntem. İkinci olarak, antibiyotik kullanımının sıkı denetlenmesi şart. Hayvancılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinde aşırı antibiyotik kullanımı, direnç genlerinin ortaya çıkmasını hızlandırıyor. Son olarak, tüketiciler olarak bizler de yerel ve sürdürülebilir gıdalara yönelerek bu riski azaltabiliriz.

Araştırmacılar, yeni antibiyotik sınıfları geliştirmek için çalışıyor. NobelPrize.org’a göre, Mart 2025’te Nature’da yayımlanan bir çalışma, Kanada’daki bir toprak örneğinde bulunan yeni bir molekülün dirençli bakterileri öldürebileceğini gösterdi. Bu tür yenilikler, AMR ile mücadelede umut ışığı.

Gelecekte Neler Olacak?

Kassem’in ekibi, bu direnç genlerinin diğer gıda ürünlerinde de olup olmadığını araştırmayı planlıyor. ScienceDirect’te yayımlanan bir makale, nanopore sekanslama gibi metagenomik tekniklerin gıdalardaki AMR genlerini tespit etmede etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, uluslararası iş birliği ve daha sıkı gıda güvenliği standartları, bu tehdidi kontrol altına almak için kritik.

Son Söz

İthal karides veya tarak tabağınızın ardında, gözle görülmeyen bir tehlike yatıyor olabilir: antimikrobiyal direnç genleri. Bu keşif, gıda zincirimizin ne kadar kırılgan olduğunu ve küresel sağlık için daha dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bir dahaki sefere deniz ürünleri alırken, bu genlerin sessizce yayılabileceğini düşünün. Sizce gıda güvenliğini artırmak için neler yapmalıyız? Yorumlarda paylaşın, belki bir sonraki çözüm sizin fikrinizden doğar!

Kaynaklar:

  • Makale: I. I. Kassem, et al., “Colistin resistance genes in bacteria from imported seafood,” Microbiology Spectrum, 2025. DOI: 10.1128/spectrum.03746-24
  • Resim: Pexels

İlgili